Parti Monarşisi!

Demokrasinin, Cumhuriyetin; en önemli enstrümanlarıdır partiler.
Fakat bizim Cumhuriyetimizde; bize demokrasi getirmesini beklediğimiz, ümit ettiğimiz partiler; monorşi ile, krallık ile yönetilir.
Ölene kadar başkanlık sistemi vardır; bizim parti ve lider anlayışımızda.
Allah'tan henüz babadan oğula geçme sistemi, parti seçim sisteminde yerini almadı.
Gerçi bu birkaç kez denenmedi değil hani; bi ara Erdal İnönü'den medet umuldu, sonra Aydın Menderes denendi, ara ara da Ahmet Özal ismi ortaya atılır, Tuğrul Türkeş ise henüz pusuda bekliyor.
Allah'a şükür Atatürk'ün çocukları yoktu; diğer isimlerin çocukları bile babalarının ismiyle bu kadar prim toplarken, siz birde Mustafa Kemal Atatürk'ün oğlu olma gücünü görün.
***
Babalar ve oğulları dizisini, bir kenara bırakalım da en son; demokrasi örneğimize bakalım.
Olay özetle şu: Bir partinin genel başkanlık seçimi var. Fakat şimdiki Genel Başkanın seçilmesi, parti tüzüğüne göre imkansız. Çünkü Partiyi kuranlar, Partiyi kurarken düşünmüşler ki; "bu demokratik bir parti olsun, lider sultası olmasın; o yüzden 5 kere üst üste biri seçilemesin". İyi düşünmüşlerde hesaplayamadıkları bi şey var bizim partiler en çok demokrasi önündeki değil, saltanat önündeki engelleri aşmakla mağirdir. Seçimden önce tüzük değiştirildi ve mevcut başkanın, 6. kez seçilmesi önündeki engel kaldırıldı.
Önemsiz olsada bir engel daha vardı...
Bazıları seçimin sözlük anlamına kanarak seçimde aday olabileceklerini düşünmüşler ve aday olmuşlardı!
Önce Hükümet tehtid edildi bu konuda medya aracılığıyla. Adaylar Hükümetin adamı ilan edildi!
Hünkara muhalif olmuşlarsa; bunun başka bir izahı nasıl olabilir ki zaten... Sizi gidi, parti düşmanları, hatta ülke düşmanları, işbirlikçiler sizi...
Hatta iş iyice sağlama alınarak; adaylardan biri polis marifetiyle evinden dışarı bile çıkarılmadı. Ne olur ne olmaz belki seçime falan girer diye...
***
Artık bütün tedbirler alındığına göre seçim başlayabilirdi.
Başladı...
Ve Başkan forever...
Seçime tek başına giren başkan, ezici bir çoğunlukla, yine başkan...
***
En büyük ve tek marifetleri, koltuklarını korumak olan liderlerden ve liderlik anlayışından kurtulmadıkca; Türkiye demokrasiyle tanışamaz...
Bu millet, önüne zorla dayatılan adaylardan, seçim yapmak zorunda bırakıldı; "tekten seçmeli"demokrasiye mahkum oldu senelerce.
Birde okullarda ders olarak okutmazlar mı; 1 Kasım 1922 de saltanat kaldırıldı diye!
Hani bir şarkı vardı. Tam olarak nasıldı hatırlayamadım. Galiba Ahmet Kaya söylüyordu.
"Bir ölür, bin doğarız" diye!
Ahanda bu olsa gerek; bir saltanat kalktı; yerine parti başı bir saltanan doğdu...

1 yorum:

Unknown dedi ki...

NE YAZIKKİ DOĞRU TESBİT :((