Gelincik

Ne kadar narin duruyor, taşın yanında...
Ne rüzgarlar atlatmıştır kim bilir taşın kuytusunda...
Nasılda kazdı evini o taşa...
***
"Sen yeterki yaşamak iste" diyor;
"şartların, koşulların hiç ama hiç önemi yok"...
Yaşama isteği, yaşama arzusu, yaşama inatı; her şeyi yener...
Ne menem inattır gelinciğin güneşe boynunu uzatması,
rüzgarlara inad...
Ne kadar ciddiye alıyor yaşamayı...
Nelere göğüs geriyor; bir kez daha güneşe gülebilmek için..
***
Yani Nazım'ın dediği gibi yaşamak ciddi iştir,
ciddiye almak lazım yaşamanın hakkını verebilmek için

"Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak. "
Nazım Hikmet 1947
...
"Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan, bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu. "
Nazım Hikmet 1948

0 yorum: